İzmir’in Buca ilçesinde hayata merhaba dedikten sonra başlar
Cem Gülbent’in hikâyesi. Ağustos onun için özel bir aydır. Hele
ki takvimlerin yaprakları 16’sını gösteriyorsa 82’den bu yana
kaç yıl geçmiş diye bir kez daha sayar tevellüdünü. 23 Nisan
İlköğretim Okulu, Buca Ortaokulu ve Buca Lisesi’ni bitirdikten
sonra Dokuz Eylül Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi’nde
Fizik Bölümü öğrencisi olur.
Fizikle mücadeleye harcadığı yıllar boyunca farklı yönlerini
keşfeden Gülbent’in, özel ders verip harçlığını kazandığı
öğrencilik döneminde “çılgın projem” olarak adlandırdığı “özel
dersleri Türkiye genelinde verme” fikri, kendisini internet
kullanımına yaklaştırır. Web tasarımını ve grafikerliği öğrenme
fırsatı bulunca “Mesleğim neden bu olmasın?” diye kafa yorar
ve kendini bu alanda geliştirmeye başlar.
Gülbent, okulundan gelen yoğun ricaları dikkate alıp aynı
zamanda öğretmenlerini de kırmak istemediğinden 2008
yılında dünyanın en kolay okulu olarak gördüğü ve başarılı
olduğuna inandığı Fizik Bölümünden mezun olur.
Cem Gülbent diyor ki: “İstediğim zaman hayatı
sıradanlaştırabiliyorum. İstediğimde de dinlenmeye vakit
bulamıyorum. Tam beş gün balık besledim. Sigaradan ve
yalandan nefret ederim. Ayrıca şu an evliyim fakat iki çocuk babası
değilim.”
CEM GÜLBENT'in "UMUDA YOLCULUK" adlı hikayesi için TIKLAYIN.
|